Önceki bölümde para transferlerinin nasıl yapıldığını, merkezi kurumlara duyulan ihtiyaçtan bahsetmiştik.
Şöyle bir düşünce deneyi yapalım: Dünya üzerinde tüm ülkeler ve tüm insanlar bir anda her türlü politik ayrılıklarını unutmuşlar ve barış hakim olmuş. Dünya üzerindeki herkes cebindeki son kuruşa kadar tüm parasını götürüp banka hesabına yatırsın ve dünya üzerinde tek para birimine geçilsin. Elden ele para transferi kalkmış olsun. Kolay olması açısından yeni bir para birimi icat etmeyelim ve dolara geçildiğini varsayalım. Herkesin banka hesabında belli bir miktarda doları var. Bu hesap bilgileri herkesin güvendiği merkezi bir kuruma bildirilip deftere alt alta yazılsın. Böylece dünya üzerindeki toplam para miktarı bilinecektir. Dünya üzerindeki herkes parasını ve hesabını bilecek. Yani herkes adına bir tür muhasebe hesabı tutulacak. Ayrıca elden ele transfer kalktığından herkes doların adını duyacak ama kendisini görmeyecek. Yani somut bir para görünmeyecek, sanal bir paradan bahsediliyor olacak. Matbaaların para basmasına da gerek kalmayacak.
Hatta herkes internetten indireceği güvenli bir program sayesinde bu deftere erişebilecek, gerekli kontrollerini yapacak. Yani bankaları da aradan kaldırmış olacak. Ortada sadece gönderici, alıcı ve büyük defter olacak.
Eğer A kişisi B kişisine para gönderirse bu büyük defter hemen kontrollere başlayacak. Defterin tüm satırları kontrol edilip A kişisinin gelen para, giden para transferlerine bakılacak. Neticede A kişisinin üzerinde B’ye gönderebileceği kadar para görünüyor ise bu transfere yeşil ışık yakılacak. Böylece A kişisi B kişisine şu şu tarihte şu kadar para gönderdi diye deftere bir satır daha yazılacak. Bu noktada yüksek teknolojiler ve hızlı bilgisayarlara ihtiyaç duyulur. Çünkü dünyada bir anda binlerce para transferi olacak ve büyük defter baştan aşağı her seferinde kontrol edilecek. Eğer kontroller gecikirse para transferi yapılmamış olacak, ticarette yavaşlama meydana gelecektir. Kontroller eksik yapılırsa A kişisi, belki de kendisinde olmayan parayı transfer etmiş olacak ki bu da sıkıntıya sebep olacaktır. Teknoloji ve bilişim hızı günümüzde buna elverse de diğer önemli sıkıntı ise güvenlik olacaktır. Bu büyük defter kötü niyetli kişiler tarafından maniple edilirse, istedikleri kişiye istedikleri miktarda parayı yazar, istedikleri kişiyi sıfıra düşürebilirler. Son olarak bu defterde kimliklerin bilinmesi de tercih edilmeyen bir şey olacaktır. Düşünce deneyimizin başında her ne kadar dünya üzerinde barışı sağladık, her türlü menfaatten vazgeçildi desek de para transferi yapan kişiler bazı sebeplerden ötürü (ahlaki ve yasal sebepler olduğunu umalım) kimliklerini gizlemek isteyebilirler. Ayrıca günümüz dünyasındaki merkezi kurumların, para transferi trafiğinin kaydını tuttukları defterleri makul bir süre sonra arşive kaldırmaları mümkünken, bu sistemimizde defter her zaman baştan sona kontrol edildiğinden arşivlemek mümkün olmayacak, defterin boyutu her geçen gün artacaktır.
Defterdeki bu sorunlar konusuna döneceğiz ama tekrar düşünce deneyimizin başına gidelim. Hatta deneyin öncesine gidelim çünkü böyle bir şeyin gerçekleşmesi ütopyadır, mümkün değildir. Öyle bir anda tüm ayrılıklar, menfaat çatışmaları bir kenara bırakılıp tek bir merkeze bağlanılmaz.