“Sifonu çekmek” sözünü hepimiz biliriz. Ancak çoğumuz sifonu, rezervuar ile karıştırırız. Tuvaletlerde bulunan içi su dolu rezervuarın boşaltılması işlemine “sifonu çekmek” dendiğine göre rezervuar ile sifonun karıştırılmasına şaşmamak gerekir. Halbuki sifon denilen şey, tuvalet deliğine bağlanmış bulunan S formunda boru parçasıdır. Rezervuar ise içinde su depolayarak, gerektiği zaman kullanılmasını sağlayan kaptır.
Sifonun yapısı gereği içinde mutlaka bir miktar su her zaman olur. Böylece kanalizasyon sistemiyle tuvalet arasında bir koku önleyici vazifesi görür. Bu nedenle sifonların son derece önemlidir.
Tuvaletlerde “sifonu çekmek” deyince aslında rezervuardaki suyun tümünü boşaltarak, sifonda bekleyen pis suyun ve pisliklerin boşaltılan suyla birlikte kanalizasyon sistemine aktarılması kastedilmektedir.
Sifon, koku olayının istenmeyeceği lavabo, süzgeç, klima santrali drenaj, fan coil drenaj bağlantılarında da vazgeçilmezdir. Koku engelleyicisi olarak kullanılmasının yanında sifon, bir sıvıyı bulunduğu kaptan bir başka kaba aktarmakta da kullanılır.
Günümüzde pek görülmese de önceden araç yakıt depolarından hortumla bir başka araca yakıt aktarıldığını görürdük. Hortumu aracın yakıt deposuna daldıran birisi önce ağzıyla hortumu emer, ağzına yakıt geldiği anda da hortumun ucunu yanındaki bidona sokuverirdi. Böylece yerdeki bidondan daha yüksek konumda olan aracın yakıt deposundan bidona doğru bir yakıt akışı olurdu. Sonra bu bidondaki yakıtı da diğer araca aktarırlardı.
Benzer şekilde, şantiyelerde çatı izolasyonu yapanlar izolasyonlarını test etmek için terastaki giderleri tıkayıp terası 15-20 cm yüksekliğinde su ile doldururlar. Hiç akıntı olmadığını gözlemlemek için bir iki gün beklerler. Daha sonra giderleri açıp suyu kanalizasyon sistemine aktarıp ziyan etmek istemezler. Bir hortum ile aşağıdaki bir depoya, tıpkı yukarıda değinilen yakıt transferi mantığında, yavaş yavaş aktarırlar.
Peki bu sifon olayı nasıl çalışmaktadır?
Bunun çalışması ile ilgili olarak Bilim Teknik Dergisinde Vural Altın tarafından kaleme alınmış açıklamayı aşağıda veriyorum:
Sifon düzeneğinde amaç, suyu yalnızca yükseltmek değil; bir koldan yükselttikten sonra, diğer koldan aşağı indirmek. 1 atmosferlik basıncın suyu 10,33m yüksekliğe kaldırabiliyor olması, bu asıl amacın gerçekleştirilebilmesi için, tek başına yeterli değil. Bunu görebilmek için, bir dizi düşünce deneyi yapalım.
Yeterince uzun bir hortum alıp, bir ucunu su dolu bir kabın içine daldırdıktan sonra, diğer ucundan emerek, içindeki havayı boşaltmaya başlayalım. Kaptaki su, hortumda yükselir; hava emildikçe, daha da fazla. Hortumu dikleştirip, içindeki havanın hepsini emersek, su en fazla 10,33m yükselir. Diyelim ki, hortumu suyun ulaştığı yükseklikten kesip, ucunu, parmak yerine bir kapakla kapattık. Bu durumda, dimdik duran hortumun, kaptaki suyun dışında kalan uzunluğu 10,33 m’dir. Şekil 1’de, hortumun bu hali gösteriliyor. Dikkat edilecek olursa, A noktasındaki basınç, 1 atm’lik dış hava basıncıdır. A noktasından aşağıya inip sağa kayarak hortumun içine girdikten sonra A’ noktasına vardığımızda, yine bu basınçla karşılaşırız. A’ noktasından yukarıya, C kapağına doğru yükseldikçe; inerken basınç arttığına göre, çıkarken bunun tersi olacak, yani basınç azalacaktır. A’C mesafesi, 1 atm basınca eşdeğer olan 10,33 m’lik su sütununun yüksekliğine eşit olduğuna göre; C kapağının hemen altındaki basınç sıfırdır: Bunu zaten biliyorduk. C kapağının hemen üstündeki basınç ise, 1 atm’lik dış hava basıncıdır. Şimdi bu durumda, C kapağını açacak olursak, sizce ne olur?… İçerideki su molekülleri kapağın hemen altına sıfır basınç uygularken, dışarıdaki hava molekülleri kapağın hemen üzerine 1 atm basınç uygulamakta olduğuna göre?… Kapak açılır açılmaz, hava molekülleriyle su molekülleri ansızın karşı karşıya kalır ve hava molekülleri su moleküllerini aşağıya doğru bastırır. Çünkü, hava ile suyun buluşma yüzeyi üzerinde; üstteki hava aşağıya doğru, alttaki suyun yukarıya doğru uyguladığından daha büyük bir kuvvet uygulamaktadır. Su ricat eder. Su alçaldıkça, hava peşinden kovalamakta ve bu sırada; dış atmosfer basıncı birkaç metrelik yükseklik farkıyla değişmeyeceğinden, üstteki havanın basıncı aynı kalırken, suyunki artmaktadır. Bu kovalamaca, suyun basıncı havanın 1 atm’lik basıncına ulaşıp da, arayüzeydeki karşılıklı kuvvetler denkleşinceye kadar devam eder. Peki, suyun basıncı hangi noktada 1 atm olur?… A’ noktasında: Hortumdaki su, bu noktaya kadar geriler. Yani kaptaki su ile aynı düzeye iner. Su geri kaçmıştır…
İkinci düzenekte ise; hortum kıvrılıp, kapağı hala açılmamışken, üst ucu sağdan aşağıya doğru biraz indirilmiş. Buradaki basınç düzeyleri şöyle: A ve A’ noktalarında 1 atm. B noktasına doğru tırmanırken, azalıyor. B noktasında, artık sıfıra inememekle beraber, 1 atm’in altında. B’ noktasında, B ile aynı. B’ noktasından C’ye doğru inerken, artıyor; fakat 1 atm’e ulaşamıyor. Şöyle ki; C noktasındaki basınç, sol sütunda A’ ile B arasında bulunan C’ noktasındaki basınca eşit. Kısacası; C’deki kapağın hemen üstündeki su basıncı 1 atm’den düşük, hemen altındaki havanın basıncı ise 1 atm’e eşit: Kapak ansızın açılırsa ne olur?… Hava ile suyun arayüzeyinde, alttaki havanın üstteki suya karşı, yukarıya doğru uyguladığı kuvvet, üstteki suyun hava üzerinde aşağıya doğru uyguladığı kuvvetten daha büyüktür. Dolayısıyla; hortumdaki su geri çekilerek, yukarı tırmanmaya başlar ve hava molekülleri suyu kovalar: Nereye kadar? Hortumun içindeki, C ile A’ arasındaki tüm noktalarda basınç 1 atm’den daha düşük olduğu için, A’ noktasına kadar… Yani, hortumdaki su, kaptaki suyla aynı düzeye iner. Su yine geri kaçmıştır…
Son olarak, üçüncü düzenekte; hortum kıvrılıp, kapağı hala açılmamışken, üst ucu sağdan aşağıya doğru, bu sefer kaptaki su düzeyinin altına kadar indirilmiş. Buradaki basınç durumları şöyle: A, A’ ve A” noktalarında, aynı ve 1 atm. A” noktasından C noktasına doğru inerken, basınç artar ve 1 atm’in üstüne çıkar. Yani, C’deki kapağın hemen üstündeki suyun basıncı 1 atm’den büyük iken, hemen altındaki havanın basıncı 1 atm: Kapağı açınca ne olur?…
Hortumdaki su dışarı uğrar ve kaptaki su düzeyi C’ noktasına inene kadar akar: Oh! Sifon çalıştı!…
Vural Altın
kaynak:http://www.biltek.tubitak.gov.tr/merak_ettikleriniz/index.php?kategori_id=4&soru_id=3467